Türkiye-Gürcistan-KKTC hattında taşıyıcı annelik pazarı

Küresel taşıyıcı annelik pazarı hızla büyürken ülkeler arasındaki farklı yasal düzenlemeler birçok suistimale yol açıyor. Türkiye – Gürcistan – KKTC hattında etik olmayan uygulamalara ve yasadışı ticarete işaret eden ifadeler ile sonuçlanmayan hukuki soruşturmalar, bu suistimalin önüne geçilebilmesi için uluslararası yasal denetim ihtiyacını gündeme getiriyor. 

BirGün’den Gözde Bedeloğlu, yazısında konuyu şu şekilde işledi: 

“Küresel bir pazar haline gelen taşıyıcı annelik ile ilgili yasal düzenlemelerin ülkelere göre farklılık gösteriyor oluşu sorunlara ortak bir çözüm üretmeyi zorlaştırıyor. Bir yandan çocuk sahibi olmak isteyenler için fırsatken diğer yandan yoksul ve savunmasız insanlar için istismar aracına dönüşebiliyor. İki bağımız gazeteci Seda Karatabanoğlu ve Zeynep Yüncüler, taşıyıcı annelik  meselesine dair dikkat çeken araştırmalarını Bağımsız Gazetecilik Platformu’nda (P24) yayınladı.* Karatabanoğlu ve Yüncüler, bilimsel çalışmaların taşıyıcı annelik uygulamasının yasal olup olmamasına bakılmaksızın, hukuki düzenlemelerdeki boşlukların istismar vakalarına zemin hazırlayabileceğine dikkat çektiğini belirtiyor. Gazeteciler bu noktada Türkiye, Gürcistan ve KKTC üçgeninde yaşananlara ışık tutup önemli bilgiler aktarıyor. 2019 yılında İstanbul’da ortaya çıkan taşıyıcı annelik çetesine yönelik operasyondan sonra, bugün hâlâ ve yasal olmamasına rağmen, Gürcistan’daki kliniğin, Türkiye’deki kadınlarla çalışmaya devam ettiğini tespit etmişler. KKTC Eski Sağlık Bakanı ve Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Filiz Besim ile görüşen Karatabanoğlu ve Yüncüler, Besim’in KKTC’nin uluslararası hukukun dışında, tanınmayan bir ülke oluşunun kötüye kullanıldığını ve bu boşluğun insan, kadın ve çocuk gibi yasa dışı ticaretin uluslararası ağ oluşturmasına zemin hazırladığına dair sözlerini aktarıyor. Filiz Besim, KKTC’ye yurtdışından, özellikle Kafkas ülkelerinden taşıyıcı anne olmak üzere kadınlar getirildiğini ancak denetim eksikliğinden dolayı bu kadınların ne gibi anlaşmalarla, kimler tarafından, hangi koşullarda getirildiğinin bir soru işareti olduğunu söylüyor. Bağımsız gazeteciler Seda Karatabanoğlu ve Zeynep Yüncüler’in araştırması Türkiye, Gürcistan ve KKTC hattında yaşanan yasadışı taşıyıcı annelik ticareti iddialarını dikkatimize sunmakla beraber, suistimallerin önüne geçilebilmesi için uluslararası yasal denetim ihtiyacına dair son gelişmeleri aktarıyor. Bu doğrultuda Avrupa Parlamentosu’nun geçen yıl 27 Mayıs’ta kabul ettiği yönergeye göre taşıyıcı anneliği istismar ederek insan ticaretine dönüştüren, kadınları zorla taşıyıcı anne olmaya iten veya kandıran kişiler yaptırımlarla karşılaşacak. Görünen o ki, taşıyıcı anneliğe yönelik artan talep ülkeleri, içerde ve dışarda, yeni yasal düzenlemelere mecbur bırakacak.”

Yazının tamamını okumak için . 

 

Related Posts

Özgür Özel: Türk’ü, Kürt’ü, Alevi’si, Sünni’si tam olarak eşit olsun

Özgür Özel: Türk’ü, Kürt’ü, Alevi’si, Sünni’si tam olarak eşit olsun

ABD, nükleer cephaneliği için 1 trilyon dolar harcayacak

ABD, nükleer silahlarını modernize etmek için önümüzdeki on yılda yaklaşık 1 trilyon dolar harcayacak. Bu dev bütçe, toplam savunma harcamalarının yüzde 12’sini oluşturuyor.

Kırmızı bültenli bir firari daha Türkiye’den çıktı

İzmir’de düzenlenen operasyonlarda, Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan bir cinayet şüphelisi yakalandı.

Av tüfeğiyle oynayan çocuk az daha canından oluyordu

Mardin’in Nusaybin ilçesinde 14 yaşındaki H.A., iddiaya göre oynadığı av tüfeğinin kazara ateş alması sonucu ağır yaralandı. Olayla ilgili inceleme başlatıldı.

ABD Başkanı Trump Suudi Arabistan’dan 1 trilyon dolar istedi

ABD Başkanı Donald Trump, Orta Doğu ziyaretleri kapsamında bugün Suudi Arabistan’ı ziyaret etti. Trump ziyaret kapsamında Suudi Arabistan Kralı Muhammed bin Salman’dan önümüzdeki 4 yıl için söz verilen ABD’de yapılacak 600 milyar dolarlık yatırımın 1 …

Türkiye’nin konuştuğu kaynana-damat yasak aşk skandalında istenen ceza belli oldu

Kayseri’de kayınvalide Güldane ile birlikte kaçtığı damat adayı Cuma hakkında hazırlanan iddianamede üç ayrı suçlama yer aldı. Televizyon programında yaptıkları açıklamalar ve davranışlarıyla gündem olan ikili için 21 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.