Yatakta asla yüz üstü yatmayın: İşte nedeni

Uyku Pozisyonunuz Sağlığınızı Nasıl Etkiliyor?

Uyuduğunuz pozisyon, vücudunuzun sabah nasıl hissettiğini belirleyebilir. Uzmanlara göre, uyku süresinin yanı sıra uyku pozisyonu da genel sağlık açısından son derece önemlidir.

Yaklaşan Dünya Uyku Günü dolayısıyla, yatış pozisyonlarının omurga hizasından sindirim sistemine, cilt sağlığından solunum yollarına kadar birçok faktörü nasıl etkilediğini ele alan İngiltere Ulusal Sağlık Sistemi hekimi Dr. Tim Mercer, farklı uyku duruşlarının vücut üzerindeki etkilerini değerlendirdi.

En Zararlı Uyku Pozisyonu: Yüzüstü ve Bacak Kıvrık Uyumak

Dr. Mercer’e göre, en kötü uyku pozisyonu, yüzüstü yatarken bir bacağın göğse doğru çekildiği durumdur. Bu pozisyon, kalça dengesini bozarak pelvik kaymalara ve alt sırt bölgesinde gerginliğe neden olabilir. Uzun vadede, bu duruş omurga problemlerine ve kaslarda sertliğe yol açabilir.

Buna ek olarak, yüzüstü uyumak boynun uzun süre yana dönük kalmasına ve boyun kaslarında gerilme ve sinir sıkışmalarına yol açabileceği için risklidir. Göğsün baskı altında kalması solunum problemlerine, cilt sorunlarına neden olabilir ve oksijen alımını zorlaştırabilir.

Sol Tarafa Yatmak Herkese Uygun Değil

Genelde tavsiye edilen yan yatma pozisyonu bile, bazı durumlarda dikkat gerektirebilir. Özellikle kalp hastalarının sol tarafa yatmaktan kaçınmaları gerektiği belirtilmektedir. Sol tarafa yatmanın, kalbin konumunu etkileyerek elektriksel aktiviteleri bozabileceği ve baskıyı artırabileceği söylenmektedir.

Yeni araştırmalar, glifatik sistemin sağ tarafa yatıldığında daha verimli çalıştığını ve beyin sağlığı için önemli olduğunu göstermektedir.

İdeal Uyku Pozisyonu: Sıfır Yerçekimi

En sağlıklı uyku pozisyonu, NASA’nın araştırmalarına dayanan ve tercih edilen “Sıfır Yerçekimi Pozisyonu” olarak bilinir. Bu pozisyonda, baş ve bacaklar kalp hizasının biraz üzerinde tutularak vücut üzerindeki basınç azalır ve kan dolaşımı kolaylaşır.

Bu pozisyonu sağlayan özel yataklar mevcut olmasına rağmen, evde yastık desteğiyle benzer bir duruş elde etmek mümkündür. Başın hafifçe kaldırılması solunum yollarını açar, daha fazla oksijen alımını sağlar ve horlamayı azaltır.

Related Posts

Uzmanından bayramda kalp ritminizin bozulmaması için öneriler

Uzmanından bayramda kalp ritminizin bozulmaması için öneriler

Kurban Bayramı tatili yaklaşıyor: Seyahatlerde hijyen ne kadar ön planda?

Kurban Bayramı tatili yaklaşıyor: Seyahatlerde hijyen ne kadar ön planda?

Bursa’da ağlayan çiçek zehirledi! Böyle uyardı: ‘Evinizde bu çiçek varsa derhal çöpe atın’

Göz alıcı yapraklarıyla salonların baş köşesini süsleyen o çiçek, bu kez güzelliğiyle değil zehriyle gündeme geldi. Halk arasında ‘ağlayan çiçek’ olarak bilinen difenbahya, Bursa’da yaşayan Meryem Can’ı kelimenin tam anlamıyla susturdu. ‘Evinizde varsa derhal atın’ dediği difenbahya, ölümcül denebilecek kadar zehirli olabilir miydi? Konuyu tüm detaylarıyla işin uzmanı anlattı.

Sürekli yorgun musunuz? Nedeni mini felç olabilir!

Yeni bir araştırma, geçici iskemik atak (mini felç) geçiren hastalarda yorgunluğun, özellikle kaygı veya depresyon öyküsü olan kişilerde, bir yıla kadar devam edebileceğini öne sürüyor. Kendinizi sürekli yorgun hissediyorsanız, bunun nedeni mini felç geçirmiş olmanız olabilir.

Kalp krizine giden sessiz tehlike!

Prof. Dr. Erdinç Yavuz, hipertansiyonun genellikle belirti vermeden ilerleyen ve ciddi sağlık sonuçlarına yol açabilen kronik bir hastalık olduğunu vurguladı. Erken teşhis ve yaşam tarzı değişikliklerinin hayati önemde olduğuna da dikkat çekti.

Kolajen: Zamana meydan okuyan ciltlerin sırrı mı?

Uzmanlar, bu etkilerle mücadelede doğadan ilham alınması gerektiğini vurguluyor. Reişi, Shiitake gibi adaptojen mantarlar ve Şizandra gibi adaptojen meyveleri içeren kolajenler stresin cilt üzerindeki olumsuz etkilerine karşı doğal bir kalkan sunuyor.