Alman kaşif “Otto”, dizel motoru icat etti kendi adını koydu “Oto-mobil” oldu.
Albert Einstein İzafiyet Teorisi ve atomun parçalanabileceğine dair çalışmaları ile 1922’de Nobel aldı.
Alman fizikçi Wernher von Braun Amerikalılar tarafından esir alındı. Amerika’ya götürüldü. Orada Amerikan füze teknolojisini kurdu. Tarihe geçti.
Wilhelm Röntgen 1885 yılında “Röntgen” ışınlarını keşfetti. 1901 yılında Nobel ödülü aldı.
Almanlar her alanda çığır açan buluşları ile tarihe geçmiş bir millet.
Ta ki Cem Özdemir Tarım Bakanı olana kadar…
Tokat’ın Pazar ilçesi Kaledere köyü kökenli Cem Özdemir, Almanya Tarım Bakanı olduktan sonra işler değişti.
BMW’yi, Mercedes’i, Porsche’yi insanlığa kazandıran Almanya, şimdi gözünü Türk dönerine dikti.
Aslında Alman Cumhurbaşkanı Steinmeier’in başkanlık uçağına döner yükleyip, İstanbul’a getirmesinden bir şeyler olduğu anlaşılmıştı.
Amerika’da “Döner, geleneksel Alman yemeği” diye patent alındığı malum. İngiltere’de ise “German döner kebap” olarak gönüllere taht kurmuş.
Almanya Tarım Bakanı Cem Özdemir’in “Döner Almanya’nın bir parçasıdır. Almanya’ya aittir” açıklaması ise tarihe geçti. Bu açıklama tartışmalarının geldiği aşamayı anlatması açısından önemli. Döner çerçevesinde yaşanan tartışmalar siyasi bir niteliğe büründü.
Son haftanın Alman gazete manşetlerine baktığımızda konunun önemi daha iyi anlaşılıyor.
“Dönercilere sınırlama-Heilborn şehri dönerci sayısına kota getiriyor.”
“Gerçek döner sıkıntısı – Türk lobisi et seçimini eleştiriyor. Brüksel’den denetleme süreci. Kurallar sıklaşacak mı?”
“Dönerde ne olmalı? Türkiye dönerde bulunması gereken katkı maddelerini kayıt altına aldırmak istiyor. Alman üreticiler direniyor.”
“Dönere sert kurallar geliyor – Türkiye’nin dönere müdahalesi Berlin’de yankı bulur.”
Almanların kaygısı “Yakında Alman dönerinin kebap olarak adlandırılmasına izin verilmeyecek mi?” Bu soru, merkezi İstanbul’da bulunan Türk “Uluslararası Döner Federasyonu’nun (UDOFED) dönerin “geleneksel bir tad” olarak korunması için AB Komisyonu’na başvuruda bulunmasıyla ortaya çıktı. Türkiye’nin girişimi, gerçek bir dönerde sadece belirli et türlerinin ve tariflerin kullanılabilmesini sağlamayı amaçlıyor.
Basında yer alan haberlere göre Alman hükümeti Türkiye’nin dönere tanımlama getirilmesine yönelik girişimine karşı Brüksel nezdinde temyiz başvurusunda bulundu.
Türk kökenli Bakan Cem Özdemir (Yeşiller) idaresindeki Tarım Bakanlığı, İstanbul merkezli bir Türk derneği tarafından talep edilen standartların Almanya’da geçerli yönergelerden “önemli ölçüde” farklı olduğu kanaatinde. “Alman pazarına gözle görülür ekonomik sonuçları olacak bir müdahale” ile döner fiyatlarının artmasından, belli türde et sıkıntısından ve aşırı katkı maddesi kullanan imalatçıların iflasından korkuluyor.
Hepsinden önemlisi ise Türkiye standartlarında dönerde daha fazla et kullanıldığı için dönerin ülke genelinde daha pahalı hale gelmesi riski.
Döner, Avrupa’nın tüm ülkelerinde var. Buna rağmen bu kadar medyada konu olmuyor. Bunun bir nedeni Almanların Türklerle döneri özdeşleştirme gayreti. Bu gayretin arkasında Almanya’daki Türk potansiyelini indirgeme çabası yatmakta.
Aslında döner bir sembol. Almanlar döneri kimlik meselesi olarak görüyor. Döner Alman olunca döneri sahiplenen kitlede otomatik Almanya’nın malı oluyor. “Doğduğun yer değil, doyduğun yer” misali.
Almanya’daki Türkler ise dönerin, Alman kabul edilmesine rağmen, dönerin sahibi Almanyalı Türklerin Almanya tarafından benimsenmemesinden rahatsız. O zaman bize de Alman gibi davransınlar diyenler, çifte standarda dikkat çekiyor.
“Almanya dönerden ne istiyor?” sorusunu bu konuda yıllarca çaba harcamış Almanyalı Türk işadamı Ebubekir Kaynar’a yöneltiyoruz. Frankfurtlu gastronomi işletmecisi olan Kaynar, dönerin standartlaştırılması için çok çalışmış. Almanya’da teşvik kapsamına alınması ve tanıtımı konusunda Cem Özdemir dahil tüm Alman siyasiler ile birlikte olmuş bir isim.
İşadamı Ebubekir Kaynar, döner ile Özdemir ilişkisini “Cem Özdemir normal bir milletvekili iken misafirimiz oldu. Döner kestik birlikte. Karşılıklı misafirliklerimiz oldu. Son sözü “Döner Almanya’ya aittir” kabul edilebilir bir şey değil. Almanlara yaranmak istiyor. Ben Offenbach’ta bir açılışa Alman Emniyet Müdürünü davet ettim. Adama döner kestirelim dedik. Elini yakmaya kalktı. ‘Döner’ kelimesi zaten Türkçe. Nasıl Alman yemeği oluyor anlamadım. Özdemir sadece Almanlara yaranmak istemekle kalmıyor. Yumurtadan çıkmış kabuğunu beğenmiyor. Eskiden siyasi konularda Türkiye karşıtıydı. Artık Almanya’daki Türklere de karşı durmaktan çekinmiyor. Kendisine hiç yakıştıramadım. 15 yıl önce böyle bir insan değildi. Amaç döner mi yemek dönerciyi mi yedirmek? Anlamadım” sözleri ile dile getiriyor.
Döner toplumun farklı kesimlerinde farklı amaçlarla kullanılıyor. İktidarın büyük ortağı döner fiyatını 3 avro ile sınırlandırarak enflasyonu baskıladığını ispatlamak istiyor. Toplumun tüm kesimleri aslında enflasyonu döner fiyatına göre ölçüyor.
Ülkenin önde gelen market zincirlerinden ALDI ‘döner mobil’ ile ülke çapında tavuk dönerinin 2 avro, et dönerinin 3 avroya satıldığı bir kampanya başlattı. Amaç döner fiyatlarının yükselmesine engel olmak.
Zira Türkiye’deki dönerlerde yüzde 80 dana eti kullanılması Almanya’daki döner fiyatlarını tehdit ediyor. Türk döner standartlarının Avrupa Birliği tarafından kabul edilmesi durumunda Avrupa’da döner fiyatları yükselecek.
Türk dönerinde dana 20 ay üzeri, kuzu ise 12 ay üzeri bir yaşa sahip olmak durumunda. İktidarın küçük ortağı Yeşiller partisine mensup siyasiler bu standardın da uygulamaya girmesi durumunda hem et sıkıntısı yaşanacağını hem de fiyatların artacağını düşünüyor.
Dönere standart getirilmesindeki çekincenin bir başka nedeni de suni et üreten firmaların duyduğu rahatsızlık. Zira Yeşiller seçmeni büyük ölçüde hayvan kesimine karşı ve yapay et ürünlerinden yana. Yeşiller’in seçmenleri suni et ürünlerinin yanı sıra balık döner ve vegan döner denilen sebze dönerini savunuyor. Almanya’da son dönemde moda olan sucuk döner de dönerseverlerin gözdesi.
Almanya’da dönerin nesi yok ki? ‘Döner Morde’ (Döner Cinayetleri) adı altında işlenen seri cinayetler bile var Almanya’da. Dokuz vatandaşımız aşırı sağcı NSU terör örgütünün kurbanı oldu. İşin ilginç tarafı Alman polisinin ‘Döner Cinayetleri’ olarak adlandırdığı terör eylemlerine kurban olan Türkler arasında bir tane bile dönerci yoktu. O zaman Alman devleti bu cinayetleri neden ‘Dönerci Cinayetleri’ olarak adlandırdı.
Döner ile ilgili Almanya’nın siyaseti aşağı yukarı böyle. Peki Türkiye’nin bu konuda izlediği bir politika var mı?
Avrupa’da 60 bin dönerci bulunuyor, 35 bini Almanya’da. Bakmayın siz Cem Özdemir’e içlerinde bir tane bile Alman esnaf yok. Lukas Podolski hariç. O da yine Almanya’daki Türkler tarafından oluşturulmuş bir marka.
Polonya’dan Fransa’ya, Belçika’dan Almanya’ya takriben 550 dolayında döner fabrikası var. Sektörde 300 bin kişi çalışıyor. Günde 160 ton, 35 milyon porsiyon döner tüketiliyor. Dönerden yılda 60 milyar avro gelir elde edildiği tahmin ediliyor.
Cem Özdemir böylesine önemli alanı boş bırakmıyor. Geçmişte başbakan adaylığı engellenen Alman Tarım Bakanı Cem Özdemir bu kez işi sıkı tutuyor. Her fırsatta “Türkiye’nin siyasi sorunları Almanya’ya taşınmamalı” deyip, sonra gidip Almanya’da HADEP Koordinasyon Bürosu açan Cem Özdemir “Döner Almanya’ya aittir” diyerek, “Baden – Württemberg Eyalet Başbakanlığı’na hazırım” mesajı veriyor. Yine Türklerin kesesinden menfaat elde ederek kendisini Alman seçmene sunuyor.
Tekrar sorayım 60 yıldır vatandaşları Almanya’da döner satarak ayakta duran Türkiye’nin bu konu ile ilgili bir politikası var mı?