Balık yerken bir kez daha düşünün: Mikroplastik tespit edildi

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) verilerine göre dünyada her gün yaklaşık 2 bin çöp kamyonu dolusu plastik, denizler, göller ve nehirlere karışıyor. Yıllık bazda 19 ila 23 milyon ton plastik atığın su ekosistemlerine sızdığı, bunun da hem çevreyi kirlettiği hem de gıda üretim kapasitesini doğrudan etkilediği bildirildi.

MİKROPLASTİKLER DENİZ EKOSİSTEMİNİ TEHDİT EDİYOR

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ülgen Aytan, plastiklerin küçük parçalara ayrışarak mikroplastik haline geldiğini ve bu parçacıkların sınır tanımadan su ekosistemlerine yayıldığını belirtti. Aytan, bu durumun hem deniz canlılarının yaşamını hem de ekosistemin dengesini olumsuz etkilediğini söyledi.

KARADENİZ’DE BİYOÇEŞİTLİLİK AZALIYOR

Son 50 yılda Karadeniz’de istilacı türler, aşırı avlanma, iklim değişikliği ve artan kirlilik nedeniyle ciddi biyolojik çeşitlilik kaybı yaşandığını hatırlatan Aytan, “Karadeniz’in önemli balıkçılık alanlarındaki ticari balıklarda ve yaşam alanlarında mikroplastikler: Karakteristik, konsantrasyon ve risk değerlendirmesi” başlıklı bir araştırma yürüttüklerini aktardı.

BALIK TÜRLERİNDE MİKROPLASTİK DAĞILIMI

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Yönetim Kurulu Üyesi olan Aytan, incelenen tüm balıklarda en az bir mikroplastik bulunduğunu açıkladı. Bulgulara göre, istavrit ve mezgit balıklarında düşük düzeyde mikroplastik tespit edilirken, barbun, kalkan ve pisi gibi dip balıklarında bu sayı 12’ye kadar çıktı.

Aytan, deniz tabanında mikroplastik birikiminin daha fazla olduğuna dikkat çekerek, “İstavrit ve mezgit gibi türlerde balık başına bir adet mikroplastik bulduk. Ancak dip balıklarında sayı 12’ye ulaştı. Balığın yaşam alanı değiştikçe mikroplastik maruziyeti de farklılaşıyor. Hamsi ise kısa ömürlü olması ve kıyıdan uzak bölgelerde sürekli hareket halinde yaşaması nedeniyle daha az risk taşıyor” dedi.

KAYNAK TEK KULLANIMLIK PLASTİKLER VE SENTETİK TEKSTİL

Araştırmada tespit edilen mikroplastiklerin yüzde 50’sinden fazlasının, tek kullanımlık ürünlerde kullanılan polietilen ve sentetik tekstilde kullanılan akrilikten oluştuğu belirlendi. Aytan, bu durumun nedenleri arasında yetersiz atık yönetimi, derin deniz deşarjları, kıyı bölgelerindeki kontrolsüz dolgular ve yanlış seçilen boşaltım alanlarının bulunduğunu ifade etti.

ÇÖZÜM İÇİN ÖNERİLER

Mikroplastik kirliliğinin azaltılması için yapılması gerekenleri sıralayan Aytan, “Plastik yerine ikame ürünlerin kullanılması ya da mevcut plastiklere toksik olmayan katkı maddelerinin eklenmesi, bu eşsiz ekosistem üzerindeki baskıyı azaltmada önemli bir adım olacaktır” dedi.

Related Posts

Huzursuz hissetmenizin nedeni kahveymiş

Sevilen içecek kahve, fazla tüketildiğinde enerji vermek yerine huzursuzluk ve bunaltı hissine yol açabiliyor. Uzmanlara göre bu durumun sorumlusu kahvenin içerdiği yüksek miktardaki kafein.

İçme suyundaki mikroplastikleri anında temizliyor: Çinli bilim insanları basit yolu açıkladı

Son yıllarda yapılan araştırmalarda yiyecek ve içeceklerle birlikte vücudumuza endişe verici miktarda mikroplastiklerin girdiğini ortaya koydu. 2024 yılında Çinli bilim insanları, içme suyundaki bu mikroplastikleri uzaklaştırmanın şaşırtıcı derecede kolay bir yolunu keşfetti.

Bu yemekleri sakın mikrodalgada ısıtmayın

Dünden kalan yemekleri mikrodalgada ısıtmak pratik bir çözüm gibi görünse de, bazı gıdalar yeniden ısıtıldığında ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Uzmanlar, özellikle belirli yiyeceklerde ısıl işlem sonrası oluşabilecek zararlı bileşiklere dikkat çekti.

Sonsuza dek yaşamak için servet harcadı: Şaşırtan sonuçlar elde etti

Kendini biyohacker olarak tanımlayan Bryan Johnson, “ölümsüzlük” hedefi doğrultusunda şimdiye kadar 2 milyon dolar harcadı. Yaşlanmayı tersine çevirmek için yoğun bir deneysel tıp programı uygulayan Johnson, son 90 günde gördüğü hiperbarik oksijen tedavisinin dikkat çekici sonuçlar verdiğini açıkladı.

Yazın aranan serinlik sağlığı vurabilir: Soğuk suya dikkat

Uzmanlar, buz gibi su tüketmenin ve soğuk duşların vücut ısısını ani değiştirerek kalp ritminden sindirim sistemine kadar pek çok sağlık sorununa yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

‘Tüp bebek’ yaşı küçülüyor

Hava kirliliği, deterjan, kozmetik, plastik, pestisitli ve hormonlu besinler yüzünden toksin maruziyetimiz artıyor. Bu durum üreme sağlığımızı da tehdit ediyor. Dolayısıyla kısırlık oranları hızla artıyor. Günümüzde 30’lu yaşlardaki pek çok kadın da doğal yoldan gebe kalamıyor ve tüp bebek tedavisiyle çocuk sahibi olabiliyor.